Haber

Recep Tayyip Erdoğan’ın Ekrem İmamoğlu’na yenildiği 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinin Yıldönümü

31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinin üzerinden 4 yıl geçti. 31 Mart 2019, etkileri ve sonuçlarıyla bir seçimden çok daha fazlası oldu. Ak Parti ve MHP genel olarak yüzde 45 gibi yüksek bir oy oranı elde etse de CHP ve UYGUN Partisi ortaklığıyla kurulan Millet İttifakı; Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana gibi çok değerli merkezleri kazandırdı. Bursa ve Balıkesir Büyükşehir Belediyeleri kıl payı kaybetti. Türkiye’nin sanayi, turizm ve üniversite kentlerinin değerli bir bölümü bu seçimde muhalefet saflarına katıldı. Bu şehirler Türkiye nüfusunun yaklaşık yarısını kapsıyordu.

31 Mart 2019 Seçimleri Türk siyasetine yeni bir aktör kazandırdı. Bu oyuncunun adı Ekrem İmamoğlu’ydu.

Beylikdüzü, İstanbul’un güneybatısında, Marmara Denizi kıyısında atıl bir bölgeydi.

1999 depreminden sonra şehirden kaçan İstanbulluların uğrak yerlerinden biri oldu.

Adını kimsenin bilmediği bu küçük kasaba, Trabzonlu Ekrem İmamoğlu gencinin kaderini değiştirecekti.

2009’da CHP’nin Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı olmak istedi. Parti tarafından onaylanmadı.

Başkan Deniz Baykal, belediye başkanlığını veto ettiği bu genci tamamen kaybetmek istemedi ve CHP Beylikdüzü İlçe Başkanı olarak atadı.

Ekrem İmamoğlu bu fırsatı iyi değerlendirdi.

CHP’nin ilçe halkıyla temasını artırmak amacıyla Dayanışma Evleri ve Sosyal yardım ağları kuruldu.

Beylikdüzü, İmamoğlu’nun çalışmaları sayesinde 2010 referandumunda İstanbul’da HAYIR oyu veren tek AK Parti ilçesi oldu.

Artık yolu açık olan İmamoğlu, bu kez 2014 yılında Belediye Başkan Adayı oldu. Kazanmak.

Beylikdüzü Belediye Başkanı oldu.

Başarılı ilçe başkanlığının ardından belediye başkanı olarak öne çıkan isimlerden biri oldu.

Hayatını değiştirecek an 2018’in son günlerinde geldi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun 31 Mart 2019 seçimlerinde CHP’nin İstanbul Büyükşehir adayı olduğunu açıkladı.

CHP, 2009’da Kılıçdaroğlu, 2014’te Mustafa Sarıgül gibi tanınmış isimlerle İstanbul’da yarışa girdi.

Ancak 2019 yılında siyasi geçmişi ilçe başkanlığı ve ilçe belediye başkanı olan Karadenizli bir iş adamından karar aldılar.

Bu karar çok tartışıldı.

İmamoğlu’nun bilinen bir isim olmaması onun için hem avantaj hem de dezavantajdı.

Avantajdı çünkü CHP, DÜZGÜN Parti ve HDP tabanlarının birlikte oy kullanacağı bir ismin ideolojik yanı keskin olmamalı.

Tanınmaz olduğu için bir dezavantajdı.

O zamana kadar pek çok kişinin tanımadığı bu genç siyasetçi, unutulmaz bir kampanya sürecinin ardından 31 Mart 2019 seçimlerini kazanmayı başardı.

Ancak siyasi iktidar bu yenilgiyi kabul etmedi. Yapılan itiraz sonucunda İstanbul Büyükşehir seçimi YSK tarafından oy çokluğu ile iptal edildi. 23 Haziran 2019 tarihinde seçimlerin yenilenmesine karar verildi.

Sadece İmamoğlu’na oy veren seçmeni değil, Türkiye’nin geniş kesimlerini de yansıtan bu karar; 23 Haziran’da halk tarafından mahkûm edildi.

31 Mart’ta 27 bin oy farkla kazanan İmamoğlu, yeniden yapılan seçimde rakibi Binali Yıldırım’ı 800 bin oyla geride bıraktı.

İstanbul Seçimleri ile simgeleşen ve ikonlaşan 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri; pek çok açıdan değerli anekdotlar taşır.

Hiç kuşkusuz içlerinde en değerlisi: 7 Haziran 2015 seçimlerini saymazsak, 2002’den bu yana her seçimi kazanan ve sandıktan istediğini alan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da iki kez üst üste iki kez mağlubiyet aldı. kampanyayı bizzat üstlenmiş olmasına rağmen.

Bu seçim yenilgileri, Erdoğan’ın siyasi karizmasına ve dilde bir merhem olan “kazanan” kimliğine büyük bir darbe vurdu.

Bu seçim başarısızlıkları, Erdoğan’ın siyasi karizmasına ve moda bir kelime haline gelen “kazanan” kimliğine büyük bir darbe indirdi.

31 Mart’ın bir diğer değerli sonucu da muhalefetin birlik olup bir araya geldiğinde doğru stratejist adayı ile sonuç alabileceklerinin kanıtı oldu.

Çok sayıda uluslararası siyasi otorite ve çeşitli ülkelerden medya organları bu seçimleri Erdoğan için ‘sonun başlangıcı’ olarak nitelendirdi.

Muhalefet kazanabileceğini gördü.

31 Mart 2019’dan sonra Millet İttifakı daha da genişledi.

Saadet ve Demokrat Partilerin yanı sıra; DEVA ve daha sonra kurulan Gelecek Partilerinin katılımıyla oluşturulan altı MASA, 2023 Seçimleri öncesi birlikte hareket etti.

O dönemde yıldızı parlayan Ekrem İmamoğlu ve Ankara’yı bire bir seçimde kazanan Mansur Yavaş; Muhalefet seçmeninin isimleri popüler oldu ve her iki ismin de isimleri uzun süre Cumhurbaşkanlığı Adaylığı olarak konuşuldu.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın yükselen yıldızları; 2023 seçimlerinde Erdoğan’ın karşısına çıkacak adayı belirlemeye çalışan Millet İttifakı en çok tartışılan konu oldu.

Aylardır isimlerin üzerinde duran kamuoyu, beklenen yanıtı kısa süre önce aldı.

İYİ Parti dışındaki Altı Masa üyeleri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘Ortak Cumhurbaşkanı Adayı’ olarak gösterdi. DÜZGÜN Bu duruma itiraz eden Parti genel başkanı Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığının dayatıldığını söyleyerek açıklama yaptı. İmamoğlu ve Yavaş’ı aday olmaya davet etti.

Gel gör ki Akşener’in sert çıkışı kabul görmedi. İYİ Parti Genel Başkanı tarafından çağrılan her iki isim de Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yaptı.

Bunun üzerine Akşener, İmamoğlu ve Yavaş’ın yeni dönemde Başkan Yardımcılığı yapması şartıyla Altı Masa’ya döndü.

Türkiye’nin son dört yılındaki siyasi kutuplaşma ve dengeler, 31 Mart 2019 sonuçları üzerine inşa edildi.

Oyları birbirine yakın olduğu için hem iktidar hem de muhalefet stratejiler üreterek hep yeni yol arkadaşları bulmaya çalıştı.

Cumhuriyet tarihinde baht seçimi olarak görülen 14 Mayıs 2023’e geçtiğimiz bu günlerde 31 Mart kazanımları üzerine yorumlar yapılıyor. 14 Mayıs’ta kazanan

31 Mart kazanımlarının kuşkusuz en değerli anahtarı; CHP, GÜZEL Parti ve HDP’nin seçmeni tek adaya yöneldi. Bu seçmen tabanları tek bir noktaya yüklendiğinde Türkiye’nin birçok önemli metropolünde seçim kazanmanın matematiğine ulaşıldığı anlaşıldı.

2023 Seçimlerinde HDP, CHP ve UYGUN Partisi’nin resmen desteklediği Kemal Kılıçdaroğlu’na kendi adayını çıkarmayarak takviye sinyali verdi.

Bu üç partinin dışında DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’nin Kılıçdaroğlu’na verecekleri düşünüldüğünde Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde büyük bir sosyolojik havuzun oluştuğunu söylemek mümkün.

Bu büyük havuzun beslendiği ve “başarabiliriz” duygusunu içselleştirdiği duygusal motivasyonun temelinde 31 Mart 2019 tarihinde elde edilen başarılar yatmaktadır.

sinanpasa-haber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu